2025 İş Değişikliği Eğilimleri ve Temel Etkenler
Yaklaşık okuma süresi 2 dakika
Günümüzde iş dünyasında çalışanların kariyer planlarını ve motivasyonlarını anlamak, şirketlerin stratejik hedeflerini belirlemede kritik bir rol oynamaktadır.
Geçtiğimiz haftalarda LinkedIn hesabımızda gerçekleştirdiğimiz iki anket, çalışanların 2025 yılı içerisinde iş değişikliği yapma eğilimlerini ve bu kararın arkasındaki temel nedenleri anlamamıza yardımcı oldu.
Bu haftaki yazımızda bu iki anketten yola çıkarak elde ettğimiz sonuçları global ölçekteki benzer anketler ile kıyaslayarak bir analiz ortaya çıkardık.
Bunun yanı sıra şirketlerin bu yeni yaklaşımlar doğrultusunda atabileceği adımlara ve alabileceği önlemlere de değindik.
İlk Anket: İş Değişikliği Planları
İlk anketimizde çalışanlara 2025 yılında iş değişikliği yapmayı düşünüp düşünmediklerini sorduk.
Sonuçlar oldukça dikkat çekiciydi: %68 “Evet” yanıtı verirken, %14 “Hayır” dedi, %18 ise zam oranlarını beklemeyi tercih ettiğini belirtti. Bu veriler, çalışanların büyük bir kısmının kariyerlerinde yenilik arayışı içinde olduğunu ve maaş artışlarının gelecekteki kararlarını etkileyebileceğini ortaya koyuyor.
Global verilere baktığımızda, Gallup’un yaptığı benzer bir anket, çalışanların %60’ından fazlasının daha iyi bir iş fırsatı için iş değiştirmeyi düşündüğünü gösteriyor. Bu paralellik, çalışan bağlılığının dünya genelinde önemli bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor.
İkinci Anket: İş Değişikliği Nedenleri
Bir önceki ankete atıfta bulunarak gerçekleştirdiğimiz ikinci ankette, iş değişikliği kararının temel etkenlerini sorguladık. Yüksek katılım sağlayan bu ankette sonuçlar şu şekildeydi:
-
%49 Maaş yetersizliği
-
%34 Huzursuz çalışma ortamı
-
%10 Sınırlı kariyer fırsatları
-
%7 Fazla iş yükü
Bu sonuçlar, çalışanların ekonomik beklentilerinin ve iş yerindeki sosyal dinamiklerin kararlarında ne denli etkili olduğunu gösteriyor. Maaş yetersizliği, açık ara farkla en büyük etken olarak öne çıkarken, huzursuz çalışma ortamının ikinci sırada yer alması, iş yerinde sağlıklı ve destekleyici bir kültürün ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
Sonuçların Değerlendirilmesi
Bu iki anketin sonuçları bir araya getirildiğinde, çalışanların öncelikli olarak ekonomik ve psikolojik ihtiyaçlarının karşılanmadığı durumlarda iş değişikliğine yöneldiği anlaşılıyor. Global raporlar da benzer eğilimleri destekliyor. Örneğin, Glassdoor’un 2024 Çalışan Memnuniyeti Raporu, maaş ve yan hakların çalışanların memnuniyet düzeyini belirlemede %55 oranında etkili olduğunu ortaya koyarken, huzurlu bir çalışma ortamının iş tatminine katkısının %40 seviyesinde olduğunu gösteriyor.
Şirketler İçin Çıkarımlar
Bu veriler ışığında şirketler, yetenekli çalışanlarını elde tutmak ve yüksek performansı teşvik etmek için şu adımları göz önünde bulundurabilir:
-
Rekabetçi Maaş Politikaları: Çalışanların temel kaygılarından biri olan maaş yetersizliği, düzenli analizlerle piyasa ortalamalarının üzerinde bir ücretlendirme politikası benimsenerek giderilebilir.
-
Pozitif Çalışma Kültürü: Destekleyici, açık iletişime dayalı ve huzurlu bir iş ortamı oluşturmak, çalışanların bağlılığını artırmada kritik bir rol oynar.
-
Kariyer Gelişim Fırsatları: Eğitim programları, mentorluk ve yükselme olanakları sağlanarak çalışanların geleceğe yönelik kaygıları azaltılabilir.
-
Dengeli İş Yükü: Çalışanların tükenmişlik yaşamaması için dengeli bir iş yükü dağılımı ve esnek çalışma modelleri benimsenebilir.
Sonuç olarak, 2025 yılına doğru iş dünyasının değişen beklentilerini ve çalışanların önceliklerini anlamak, şirketlerin rekabet avantajını korumasında belirleyici olacaktır.
Ekonomik koşullar kadar, iş yerindeki sosyal dinamiklere de odaklanmak, sürdürülebilir bir başarı için vazgeçilmezdir. Anket sonuçlarımız bu noktada hem bireylerin hem de organizasyonların dikkat etmesi gereken temel unsurları net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Miorec İnsan Kaynakları / Digital Marketing